Marka Mutfağı Blog

Birey ve Davranış

Okuma Süresi: 4 dakika

Birey içinde yaşadığı toplumun bir ürünüdür. Birey çevresindeki insanlarla benzer şekilde düşünür ve davranır. Birey duygu, akıl ve algı üçlüsüdür. Davranış ise bu bireyin dış dünyaya karşı sergilediği eylemlere verilen addır. Bireyde bu davranışları sergilemeye iten güdüler mevcuttur. Davranışların bireyden bireye değişiklik göstermesinde güdüleme kavramı önemli bir yer alır. İnsan çeşitli davranışlar ortaya koyar, davranışların yönlendirilmesinde ve organizmanın harekete geçmesinde güdüler önemli rol oynar. Bireyi davranmaya iten sebepler vardır, davranışları ise güdüler oluşturur ve şekillendirir. Bireydeki arzu, istek ve dürtü, güdülemeyi tetikleyerek bireyi belli bir amaç doğrultusunda harekete geçirir.

Bireyin Davranışlarını Şekillendiren Güdüler ve Etkileri

 

 

bireyim toplumdaki yeri

 

İnsanların davranışlarına şekil veren güdüleme çeşitli yaklaşımlar çerçevesinde sınıflandırılmıştır. Bunlar; Dürtü, Özendirici Uyarıcı güdüler, En uygun düzeyde uyarılma, İçgüdü ve son olarak biyolojik denge güdüleri olarak 5’e ayrılır.

  • Dürtü

Bireyler belirli bir amaca ulaşmak için dürtülerini takip ederler. Bu amaçlar açlık, susuzluk, uyku gibi gereksinimler dışında başarı, saygınlık, takdir, sevgi gibi gereksinimlerin de giderilmesi yönünde olabilir. Birey bu gereksinimleri azaltmak için harekete geçer. Örneğin susuz kalmış bireyin amacı bu ihtiyacını gidermektir, susuzluğunu giderme yollarını deneyip amacına ulaşan bireyin dürtü hali sonlanır. Sonuç olarak bireyin davranışları, ihtiyaçlarını gidermek için dürtülerini takip etmesine dayanır.

  • Özendirici uyarıcı güdüler

Bireyin davranışlarını şekillendirmede sadece biyolojik unsurlar değil de aynı zamanda çevredeki herhangi bir durum da davranışın şekillenmesi için uyarıcı olabilir. Bireyin davranışı dışsal uyarıcıların özelliğine bağlı olarak şekillenir.

  • En uygun düzeyde uyarılma

Birey devamlı olarak belirli bir uyarılma düzeyinde kalmak ister. Uyarılma düzeyi alt seviyelere düşünce birey bu seviyeyi yükseltecek davranışlar sergiler, eğer birey optimal uyarılma düzeyinin üstünde bir uyarılma halinde ise daha sakin çevre arar.

  • İçgüdü

Bireyin karakteristik davranış yapıları içgüdü olarak tanımlanır. İnsan sadece doğuştan değil sonradan kazanılan davranışlara da sahiptir. İnsanlar birçok davranışı doğuştan değil sonradan öğrenerek şekillendirir ve insan ırkına özgü değil de kendine özgü davranışlara sahiptir. Bu açıdan aslında insan davranışının temelini içgüdülerin şekillendirdiğini söylemek zordur.

  • Biyolojik denge güdüleri

İnsan yaşamını sağlıklı şekilde sürdürebilmesi için yiyecek, hava, su gibi bazı temel ihtiyaç unsurlarını düzenli biçimde alması gerekir. Vücudumuzda belli sistemler dengeyi korumak için çalışır, örneğin vücutta herhangi bir susuzluk ya da açlık durumunda insanda bu ihtiyacı azaltmak adına harekete geçer ve birey ihtiyacını gidermek için harekete geçer. İnsanlarda işleyen bu denge düzeyi olumsuz öğrenme ve yanlış alışkanlıklar gibi durumlarda düzensiz hale gelir. Vücut gereksinim hissetmese de aşırı tüketilen fast food yiyecekler ve içecekler biyolojik dengeyi bozar ve gerçekte denge halinin ne olduğuna dair bilgi bozulur.

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Nedir?

 

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi

 

 

Birey ihtiyaçlarına yönelik hareket eder, insancıl psikolojinin savunucusu Abraham Maslow bireyin öncelikleri doğrultusunda bir sıralama yapmıştır. Buna da Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi adı verilmektedir. Bireylerde güdüler, öğrenilmemiş ilkel güdülerden daha karmaşık güdülere doğru sıralanır. Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisinde en öncelikli olandan daha aza doğru sıralanışı şu şekildedir;

  • Açlık, susuzluk, nefes alma, cinsellik ve uyku gibi temel gereksinimler
  • Güvenlik gereksinimi
  • Ait olma ve sevgi gereksinimi
  • Değer, başarı ve takdir görme gereksinimi
  • Kendini gerçekleştirme yani ahlakın üstünlüğü, yaratıcılık ve problem giderme gereksinimi

Maslow’a göre en temel gereksinimini karşılayamayan birey için bir sonraki gereksinimini de karşılayamaz. Örneğin aç kalmış veya güvenliğini sağlayamamış birey kendini gerçekleştirme yolunda gereksinim duymaz ve harekete geçmez. Her birey kendi ihtiyaçları doğrultusunda davranışlar sergiler, bulunduğu durum, yaşadığı aile-kişiler ve bulunduğu toplum bu davranışları şekillendiren bireyin yaşamı algılama biçimini etkileyen faktörlerdir.

Bireyde Duygu ve Heyecanın Davranışsal Etkileri

 

duygu ve heyecanın davranışlarımıza etkisi

 

Birey bazı davranışlar sergilediğinde sebeplerin farkına varmayabilir, fakat davranışlarımızın temelinde güdüler gibi duygular ve heyecanlarda vardır. Duygular ve heyecanlar davranışların şekillenmesinde etkili süreçlerdir. Duygular temelde harekete geçmeyi sağlayan dürtüdür. Bireyin yaşamda karşılaştığı ani durumlarda acil plan yapmaya programlıdır. Heyecan ise bir anda oluşan, kısa süreli ve daha yoğun hissedilen durumdur. Yani bireyde duyguların ve heyecanın davranışsal etkileri bulunan ortamın bireyde algılanma şekliyle ortaya çıkar ve bireyi harekete geçirerek etkisini hissettirir.

Bireyde Duygunun ve Güdülerin Davranışa Etkisine Farkları Nelerdir?

 

duygularımız ve güdülerimizin farkı

 

İnsan davranışının altında yatan çeşitli süreçler vardır bu süreçlerden biri de duygulardır. Duygular temelde güdüleyici güçler olarak tanımlanır. Duygular davranışı başlatma, sürdürme ve yönlendirme süreçlerinde önemli rol oynar. Duygular da güdüler gibi insan davranışında öncülük eder. Fakat farklı olarak güdüleme sonucunda bireyin hangi davranışta bulunacağını tahmin edebiliriz. Örneğin; acıkan biri yemek yeme davranışında bulunacaktır. Duygular için ise herkeste aynı davranışlara yön verecek diye bir çıkarımda bulunamayız. Mesela bir arkadaş grubu piknik yaparken bir anda yağmur başladığında herkes farklı tepkiler verecektir. Bir arkadaş bu durumu keyifli bulup yağmurun tadını çıkarırken bir diğeri ise pikniğin mahvolduğunu düşünerek sinirlenip gergin tavırlar sergileyebilir.

 

Tutum Nedir? Tutum ve Davranış İlişkisi

 

hayata karşı tutumumuz

 

Tutum herhangi bir şeye karşı yönetilen duygu, düşünce ve davranışsal eğilimlerin durağan bir örgütlenmesidir. Tutumlar davranışın tahmin etmeye yararlar. Sosyal psikolojide tutum ve davranış arasında basit ve açık bir ilişki vardır. Davranış gerçekleşmeden önce tutumlar sayesinde tahmin edilebilir. Eğer bireyin bir konu hakkında ki tutumunu bilirsek davranışının da ne yönde gerçekleşebileceğini bilebiliriz. Bir tutum bizim için hayatımızda ne kadar önemli bir yere sahipse o tutumu o kadar hazır halde tutarız. Sık sık kullanılan ve bilinç alanında olan tutumun davranışa yansıma olasılığı çok yüksektir.

 

 

 

 

 

Melisa Yıldırım

Comments

[…] tüketicilerin geçmişe duydukları nostaljiyi canlandırmaya çalışmalarını içermektedir. Tüketiciler bu ürünleri belli bir anıya dönmek, veya belli duyguları yeniden canladırıp, tekrar yaşamak […]

Write A Comment