Fijital pazarlama, Z kuşağının neredeyse doğup büyüdüğü, Y kuşağının alıştığı, X kuşağının ise çözmeye çalıştığı ve hızla büyüyen pazarlama şeklidir. Fijital kelimesi, ‘’dijital’’ ve ‘’fiziksel’’ kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir. Fijital pazarlama, müşteriye optimum hizmeti sağlamak amacıyla geleneksel pazarlama yöntemleri ile dijital pazarlama yöntemlerinin harmanlanıp bir arada kullanılmasıdır.
Detaylıca bakacak olursak; hayatımızda gitgide daha çok yer alan fijital pazarlama aslında o kadar da yeni bir kavram değil. İlk örneklerinden biri olan Coca-Cola’nın 2009 yılında yaptığı freestyle 9100 içecek makinesi insanların kendi Coca-Cola ürünlerini dokunmatik bir ekrana tıklayarak yapmalarına olanak sağlıyordu ve insanlar kendi yaptıkları içeceklerini sosyal medyada paylaşıyorlardı. Amazon gibi büyük bir şirketin “Amazon GO” adı altında perakende marketlerinde hiç personel çalıştırmadan, aldığınız ürünü sepete atarak daha sonrasında da kartınızla ödediğiniz hem fiziksel hem de dijital deneyim sunan mağazaları fijital pazarlamanın en büyük örneklerinden biridir. Fijital pazarlamanın Türkiye’de de birçok örneği bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını Getir, Bitaksi, RoFoods olarak sayabiliriz. RoFoods, tıpkı amazon gibi fiziksel mağazalarında personel bulunmuyor. Giriyorsunuz kahvenizi alıyorsunuz, uygulamadan QR kod ile ödüyorsunuz ve çıkıyorsunuz.
Fijital pazarlamanın en büyük avantajlarından birisi de kişinin nerede ve ne zaman isterse ürüne erişebilecek, ürünü araştırabilecek olmasıdır. Bir ürünün hangi mağazada satıldığını, hangi mağazada deneyimleyebileceğini gören müşteri, zaman kaybetmeden ürünü fiziksel mağazada test edebiliyor ve kendi açısından testleri tamamlayan müşteri eve geldiği zaman ürünü sipariş veriyor ve eline ulaşıyor. Dijital olarak verdiği siparişi fiziksel olarak eline geçen müşteri memnun kalıyor.
Covid-19 ile hayatımıza giren daha az temas etme isteği de fijital pazarlamayı adeta körüklüyor. Önceki paragrafta gördüğümüz RoFoods ve Amazon GO örnekleri gibi teması sıfıra indiren uygulamalar fijital pazarlamanın en güçlü yanlarından. İşveren açısından bakacak olursak da yüksek maliyetli bir yatırım gerektiriyor. Ama bu yatırımı bir defa yaptıktan sonra personel maaşı, işe alım süreci gibi uzun ve maliyeti yüksek işlerle uğraşmanıza gerek kalmıyor ve bu da uzun vadede kar etmenizi sağlıyor.
Fijital pazarlama kuşkusuz pazarlamanın geleceği diyebiliriz.Buna ek olarak, unutulmamalıdır ki Türkiye gittikçe yaşlanan bir ülke ve biz yeni nesli ele alacağız diye X ve Y kuşağının alışveriş alışkanlıklarını unutmamalıyız. Araştırmalara göre 2019 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 67’si dijital kanallardan alışveriş yapmayı tercih ediyor. Türkiye gibi yüksek nüfuslu bir ülkede yüzde 33 gerçekten büyük bir yüzde.
Fijital pazarlamanın dezavantajları olmasına rağmen, Covid-19 ile birlikte hayatımızda kalıcı ve büyük bir yer edindi. Hem müşteri hem de işveren açısından faydayı maksimum seviyeye çıkartıp maksimum faydayı sağlamalıyız.
Kaynaklar: