Pazarlamada, potansiyel müşterilerinize hitap etme yollarından belki de en önemlilerinin görüntü/video olduğunu konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyoruz. Ne kadar az görüntü verisi ile çalışırsanız bununla doğru orantılı potansiyel müşterilerinizin sizlere yönelmesi de o kadar az olacaktır. Ancak yerinde ve etkileyici görüntüler kullanırsanız, faydasını görmek kaçınılmaz bir son diyebiliriz. Bu düşünce doğrultusunda sizlere bu yazımızda görüntü teknolojisinin pazarlama ile arasındaki ilişkiyi anlatmaya çalışacağız.
Günümüzde büyük bütçeli firmalar fark yaratmanın peşine düşmüşken ve aynı zamanda da sınırları zorlamaya çalışıyorken; düşük bütçeli işletme sahipleri daha önce denenmiş, test edilmiş ve geçerliliği kabul görmüş pazarlama metodolojilerini kullanmaktalar. Her iki tür firmanın da aslında ortak noktası, yaptığı pazarlama çalışmalarının ışığıyla insanların/tüketicilerin alışveriş deneyimlerine odaklanmalarıdır. Bu yüzden düşük/yüksek bütçeli firmaların gelişen teknolojiyi doğru ve yerinde kullanma imkânı bulunduğu sürece onları başa baş noktaya getirip ardından ayıracak noktalar ise yaratıcılıktan sonra yapay zekâ bilgi temeline dayanmaktadır. Artık insanlar kolay kolay bir reklamdan etkilenmemekte. İşletmelerin ise müşteri ile aralarında bir bağ kurmaya çalıştığı yaşadığımız çağda ise onlara en kolay ulaşabileceğimiz nokta teknoloji oluyor. Dikkatlerini farklı bir şekilde çekmeli, yenilikçi olduğunu ve potansiyel müşterilerinizin aidiyet duygularının yanı sıra işletme-tüketici arasındaki bağı da bu şekilde yakalayabileceğinizi düşünüyoruz. Biraz daha spesifik ilerlemeye çalışırsak sizlerle “Artırılmış Gerçeklik” hakkında farklı bakış açıları kazandırmaya çalışmak istiyoruz.
Öyleyse, artırılmış gerçeklik kavramı ile başlamakta fayda var.
Artırılmış Gerçeklik Kavramı Nedir?
Biraz eskiye gittiğimizde bizleri tek fonksiyonlu teknolojik aletlerin karşıladığını göreceksiniz. Örneğin; ahizeli telefon, tek fonksiyonlu fotoğraf makinesi, kasalı bilgisayar… Şimdilerde ise gelişen teknolojiyle ana örneklerimizden biri olan “ankesörlü telefonu” ele aldığımızda bu durumun tek fonksiyondan çıktığında daha fazla fonksiyonlara sahip olduğunu görüyoruz. Çoğumuzda bulunan telefonların arama yapmaları dışında; fotoğraf çekmek, görüntülü arama yapmak, ses kaydı almak, oyun oynamak, arkadaşlarınızla sosyal medya üzerinden iletişime geçmek gibi bir sürü fonksiyonunu sayabiliriz.
Günümüzde ismini çok kez duyduğumuz “metaverse” dünyası, artırılmış gerçekliğe bir başka örnektir. Bu sistemi kısaca tanımlamamız gerekirse şöyle bir örnek ile başlayabiliriz. Pokemon oyununun bir zamanlar peek yaptığını duymayanımız yoktur diye düşünüyoruz. Pokemon Go oyununda uygulamaya girdiğiniz zaman size açılan ekranda telefonunuzun kamerası ile algılayabildiğiniz gerçek bir dünya vardır. Burada kameranız ile etrafa göz atarken etrafta rastgele olmak üzere bazı Pokemon Go karakterleri çıkmakta ve bunlardan puan kazanmaktasınız. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz nokta çoğu kişinin kullandığı elzem nesne telefon ve çoğu telefonda bulunan GPS sistemidir. “Metaverse” dünyası ise yaşadığımız dünyanın bir sanal ortamı olmakla beraber yeni bir dünyanın kurulması ve insanların teknoloji ile yaşamaya başlaması temele alınmaktadır. Cümlenin başından sonuna sizleri bambaşka teknoloji ve hayatların karşıladığı bu paragrafta bizlerde şaşkınlığımızı gizlemekte zorlanıyoruz .😊 ‘Artırılmış Gerçeklik Uygulamaları’ özelinde daha detaylı bilgi almak için sizlere bir başka yazımızı önermek isteriz. https://markamutfagi.co/artirilmis-gerceklik-uygulamalari/
Artırılmış Gerçeklik Teknolojisi ile Yenilikçi Pazarlama
Bu denli gelişen teknoloji karşısında pazarlama alanında bir şeyler yapmamak olmazdı elbette. Günümüzde AR-GE çalışmaları ile gelişen ve yeni doğan teknolojiler yaşam standartlarımızın hızlı bir şekilde geliştirmekte ve değiştirmektedir. Burada gelişen teknolojiyi düşünürken aslında bir noktada da değişen hedef kitlemizin olduğunu unutmamalıyız. Milenyum jenerasyonunun satın alma motivasyonu evresinde, karar sürecinde değişim yaşadığını; ürün hakkında bilgi topladıklarını ve sıkça alternatifleri ile karşılaştırma yaptıklarını görüyoruz. Ürünlerin fiyatlarından tutun, teknik özelliklerine, ürün hakkında olan videolar, blog yazılarına kadar bir araştırma süreci bulunmakta. Bu kadar araştırma içerisine giren milenyum çağı dostlarımız aslında bir nebze de piyasaya yön veriyor diyebiliriz. Ürünlerin toplumsal geçerliliği de milenyum kuşağının satın alma sürecinde kilit rol üstlenmektedir. Z kuşağı ise alışveriş merkezlerinde vakit geçirmekten hoşlanmayıp çevrimiçi alışverişi tercih etmektedirler. Z kuşağının sahip olduğu bu özellikler pazarlamacıları sosyal platformda daha da aktif kılmaya zorlamaktadır. Geliştirmeleri gereken stratejileri arasında sosyal platformlar olmazsa olmazlar arasında yer almaktadır. Sosyal medyanın gücünün artık herkes farkında. Influencer takip etmesek bile, Instagram’da “Keşfet” kısmında çoğu viral olaylardan haberimiz oluyor.
Dijital pazarlama ajansı “We Are Social” ile sosyal medya yönetim ajansı “Hoousuite” tarafından açıklanan bir raporda (Digital in 2017), dünyadaki aktif sosyal medya kullanıcı sayısının 2.789 milyar insana ulaştığı ve sosyal medya kullanıcısının bir önceki senenin raporuna göre %20 artığı gözlemlenmektedir. Pazarlamacıların ise böyle bir havuz içerisinde en sevdiği stratejilerden birisi ise kulaktan kulağa aktarılma durumudur. Matematik ile içli dışlı olan arkadaşlarımız daha iyi anlayacaklardır bu durum tıpkı fonksiyonu gibi artış göstermektedir.
Günümüzde ise insanların bu kadar sosyal medyayı kullanma sebeplerinden biri de günlerini paylaşmayı seviyor olmalarıdır. Ve bununla doğru orantılı geliştirilecek ‘Artırılmış Gerçeklik Uygulamaları’nın sosyal medya entegrasyonu, ‘Artırılmış Gerçeklik Pazarlaması’na değer katmaktadır diyebiliriz.
Çevrimiçi Alışverişte Artırılmış Gerçeklik Teknolojisi
Çevrimiçi alışveriş, vakti olmayan, üşenen, satın alma noktalarına gidemeyen hedef kitlesine sahip olan işletmeleri bir hayli ilgilenmektedir. Çevrimiçi alışverişin günümüzde fiziksel ticaretten hariç avantajlarından birisi de 24 saat sipariş verebilmektir. Kalabalık şehirde yaşayanlar, özellikle trafik sorunları ile karşılaşanlar, seyahat etme gereksinimi duymadan alışveriş yapma şansına sahip olması, daha uygun fiyatlar ve çeşitli ürün seçeneklerinin bulunması hedef kitle tarafından cazip bulunmaktadır. Bu durum bazı firmalar için iyi sonuçlar getirirken bazı firmalar tarafından ise kötü sonuçlanmaktadır. Sipariş ettiğiniz bir ürünün defolu gelmesi, istediğiniz ürünün gelmemesi, sürekli bir geçiştirme içerisinde bulunma gibi durumlar işletmeyi karalayacak durumlardır. Müşterinin ihtiyacını doğru karşılamaları ve yaşanan herhangi bir sorun karşısında “Biz buradayız.” dermişçesine yardım etmeleri yazımızın da başında bahsettiğimiz gibi müşteri ve işletme arası bağları kuvvetlendirmektedir.
Çevrimiçi alışveriş ya da bir diğer ismi ile E-ticaret sektöründe etkileşim açığını daraltmak ve müşterinin arkaya ve e-ticarete güvenini artırmak için ön plana çıkan artırılmış gerçeklik uygulamaları bulunmaktadır. Bu uygulamalar, müşteriye ürünü farklı açılardan ve 3D görüntüleyebilme imkânı sağlamaktadır. Bunun yanı sıra ürünün boyutu, rengi gibi fiziksel özelliklerinin yanında fonksiyonel özellikleri hakkında da geniş kapsamlı bilgilendirme sunabilmektedir. Örneğin şu anda güncel olarak kullanılan uygulamalardan biri olan AG uygulaması ise şudur: diyelim bir ayakkabı almak istiyorsunuz ancak o ayakkabının sizde nasıl durup durmadığını merak ediyor ve bizzat mağazasında görme imkanınızın olmadığını varsayalım bu durumda internet sitesinden seçmiş olduğunuz ayakkabının sizde görünüşünü kameranız ile görüntüleyebilme imkânı sunulmaktadır.
Pazarlamada Artırılmış Gerçeklik Uygulamaları
‘Artırılmış Gerçeklik’te amaç, kullanıcılarının gerçek dünya algısını ve gerçek dünya ile olan etkileşimini, 3D sanal nesneler kullanarak zenginleştirmektir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, artırılmış gerçeklik ile pazarlama arasındaki durumu tecrübe edebildiğimiz en iyi uygulamalardan birisi Pokémon Go oyunu. Bu oyun ile çoğu işletme farkındalığını artırmış ve oyun sahibi olan şirketle iş birliğine gidilmiştir. Örneğin, New York şehrindeki bir pizzacı Pokémon karakterini mağazasına çekecek olan yem paketini satın alarak Pokémon Go kullanıcılarını mağazasına çekmeyi başarabilmiş ve satışlarını %75 artırmıştır. Pokemon Go gibi ileride geliştirilecek olan mobil AG uygulamalarının firmalar tarafından ticari ve kişiselleştirme faaliyetleri için kullanılması beklenmektedir.
Güzellik sektöründe de artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanan birçok marka bulunmaktadır. Bu uygulamalarda kozmetik markaları kullanıcılara ürünlerini üzerlerinde deneme fırsatı sunmaktadır. Kişi akıllı cihazı ile yüzünü taradığında uygulama, kişinin yüz hatlarını belirlemekte ve seçilen ürünün taranan yüzde denenmesini imkân tanımaktadır. Böylece kullanıcılar ürünlerini gerçekten deneme zahmetine girmeden, markanın sunduğu ürünlerin üzerlerinde nasıl durduklarını görebilmektedir. Uygulama, geleneksel mağazalara kıyasla tüketicilere çok daha fazla ürün deneme şansı sunmaktadır. Bununla birlikte markalar bu artırılmış gerçeklik uygulaması ile yeni tüketicilere ürünlerini denettiğinde eriştikleri pazar boyutları da oldukça büyümektedir. Yaşattığı deneyim ve sahip olduğu bu artı özellikleri ile ‘Artırılmış Gerçeklik Uygulamalarının, insanların güzellik sektöründeki alışveriş alışkanlıklarını değiştireceği öngörülmektedir.
Pazarlamada Kullanılan Artırılmış Gerçeklik Teknolojisiyle İlgili Yaşanan Olumsuzluklar
Buraya kadar olan yazımızda her şeyin günlük gülistanlık olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yeni teknolojinin yakın zamandaki popülerliği ve çekiciliğinin yanı sıra; henüz aşamadığı birtakım engelleri ve dezavantajları bulunmaktadır. Kullanılan akıllı cihazların çözünürlüğü, uygulamanın yapımcıları hatta farklı marka cihazların kullandığı işletim sistemlerinin değişkenliği, artırılmış gerçeklik uygulamalarında ara yüz ve veri farklılıklarının oluşmasına yol açabilmektedir. Her firmanın kendi uygulamasını yarattığı ve kendi müşterilerinin olduğu göz önünde bulundurulduğunda, artırılmış gerçeklik uygulamalarının bir standarda sahip olduğu söylenememektedir. Örneğin yukarda örnek olarak verdiğimiz Pokémon Go uygulamasında olduğu gibi kullanılan GPS özelliği sayesinde belirtilen konumlar her zaman doğru olmayabilmektedir. Bu sebeple istenilen deneyimsel pazarlama, istenmeyen müşteri memnuniyetsizliklerine yol açabilmektedir. Kullanıcıların kullandığı internet altyapısı dahi verimsizse problemlere yol açabilmektedir. Bu durumlar artırılmış gerçeklik teknolojisinin amaçladığı tüketici ile hızlı etkileşimin önüne geçebilmektedir. Tüketicilerin uygulamaları kullanmaya başlamadan önce 3.kişiler ile verilerinin paylaşımına izin verdiği metni onaylayarak telefonlarında veya bilgisayarlarında hedefe odaklı reklamları görebilmekteyiz. Bu noktada ise kullanıcı hakları korunmalıdır. Tüketicilerin, var olan bir üründen zamanla fayda sağlama konusunda azalmalar da görülebilmektedir. Bu noktada AR-GE ekibinde büyük iş düşmektedir. Tüm bu sebeplerden ötürü teknolojinin getirdikleri iyi tanımlanmalı ve tüketiciye sunulurken toplum tarafından kabul edilebilirliği göz önünde bulundurulmalıdır.
Sizlere bu yazımızda pazarlama ve artırılmış gerçeklik arasındaki bağlantıyı, önemini ve de bazı dezavantajlarını aktarmaya çalıştık. Teknolojinin, çok hızlı bir şekilde dijital ortamda pazarlamayı artırdığını görmekle beraber hayatımızın her noktasına dokunurken sevindirdiğini ancak bazı noktalarda da istenmeyen durumlar karşısında üzdüğünü görmüş olduk. Yeri geldikçe sevineceğimiz, yeri geldikçe üzülmemiz gereken ancak yılmadan yola devam edeceğimiz yazılarımızın devamı için takipte kalın. Görüşmek dileğiyle! 😊https://markamutfagi.co/blog/
#artırılmışgerçeklik #yapayzeka #işletme #potansiyelmüşteri #teknoloji
Kaynakça: