İhtiyaçlarımızı satın alırken ‘fiyatı ne kadar?’, ‘kaliteli mi?’. ‘aradığım özelliklere sahip mi?’ gibi sorular hepimiz aklından geçiyordur. Son yıllarda bu sorulara ‘çevre dostu mu?’, ‘ organik mi?’, ‘yenilenebilir mi?’ soruları da eklendi. Peki neden? İklim değişikliği, küresel ısınma, nesli tükenen hayvanlar, artan hava ve su kirliliği gibi pek çok faktör insanların doğaya ve hayvanlara karşı bilincinin artmasına neden oldu. Tabi ki bu durum tüketim alışkanlıklarımıza da yansıdı. Şirketler ise pazarlama stratejilerini değişen bakış açımıza ve taleplerimize uygun hale getiriyor.
Yeşil pazarlama son yıllarda popülerleşen ve oldukça başarılı olan stratejilerden bir tanesi. Aslında sadece pazarlama demek doğru değil. Şirketlerin üretim aşamalarından tutunda ambalajlarına kadar çevre dostu bir yol izlemesi, şirket kültürünün bir parçası haline getirmesi verilen önemin göstergelerinden.
Çevreci pazarlama, ekolojik pazarlama gibi isimleri de olan yeşil pazarlama, ürünlerin çevre dostu, sürdürülebilirliğe dayalı olarak tanıtım ve pazarlamasının yapılmasıdır. Ürün materyalleri, üretim süreci, ambalaj, reklam gibi geniş bir yelpazeye sahiptir.
Yeşil pazarlama kavramı ilk defa 1975 yılında Amerika Pazarlama Birliği’nin düzenlediği ‘ekolojik pazarlama’ konulu seminerinde konuşuldu ve böylece literatürdeki yerini almış oldu. Seminerde ekolojik pazarlama; ‘pazarlama faaliyetlerinin çevre kirliliği, enerji tüketimi ve diğer kaynakların tüketimi üzerine olumlu veya olumsuz etkileriyle ilgili çalışmalar’ olarak tanımlanmıştır.
Yeşil pazarlama sadece pazarlama açısından değil şirketlerin güvenilirlik yönünden marka imajını olumlu yönde etkileyen bir strateji. Doğuş noktası toplumsal pazarlama olsa da şirketin pazardaki rekabet gücünü artırmak için de kullanılıyor.
Bir ürünün düşük emisyon yapılarak üretilmesi, ürün ambalajının geri dönüştürülebilir malzemelerden yapılması içerikli reklamları yeşil pazarlamaya örnek olarak verebiliriz. Bazı şirketler satış gelirlerinin bir kısmını ağaç dikmek gibi çevresel fayda sağlayan işlere de bağışlıyor.
- Yeşil hedefleme: Çevreci tüketiciler için, çevre dostu organik kumaş gibi yeşil ürünleri tasarlama ve işleme
- Yeşil strateji: Şirket içerisinde daha az atık çıkarma ve enerji verimliliğini artırma stratejilerini geliştirme
- Yeşil ürün: Doğaya dost yeşil ürünler üretme
- Sosyal sorumluluk: Toplumsal bilinci artırmak için kültürel ve çevresel etmenlere bağlı çevreci bilincini geliştirme
- Sınırlı doğal kaynakları en iyi şekilde kullanma
- Doğal dengeyi koruma
- Enerji tüketimini en az seviyeye indirme
- Sanayinin yarattığı çevre kirliliğini azaltmak için alternatifler üretme
- Çevre dostu ürün kullanımını teşvik etme
- Ambalajlamayı en aza indirme ve geri dönüşümü sağlama
- Çevre konusunda toplumsal bilinci sağlama
- Basılı pazarlama malzemelerinin kullanılmaması ve tamamen dijital pazarlamaya geçilmesi
- Basılı pazarlama malzemeleri kullanılacaksa çevre dostu kağıt ve mürekkep kullanılması
- Geri dönüştürülebilir veya çevreye duyarlı ambalaj kullanımı
- Verimli paketleme ve nakliye yöntemlerini kullanılması
- Çevre dostu güç kaynaklarının kullanılması
- Ekolojik dengeyi korumak için adımlar atmak
Şirketlerin yeşil pazarlama faaliyetleri, önemli yatırımlar ve operasyonel değişiklikler içermeli. Ancak bazı şirketler hiçbir yatırım ve değişiklik yapmadan çevreye duyarlı müşteri kitlesini de hedeflemek için ürünlerinde ve reklamların yeşil pazarlama imajı veriyor. Tüketiciler ve piyasadaki diğer şirketler tarafından eleştirilen bu yanıltıcı ve yanlış reklamlara greenwashing yani yeşil yıkama denir. Bunun en güzel örneği çevreci olmadıkları halde ambalajlarında yeşil rengini veya ürün özelliklerini anlatan metinlerin bir yerinde yeşil, çevreci gibi kelimelerin kullanılmasıdır.
Starbucks, yeşil pazarlama uygulamalarında lider konumundaki şirketlerden bir tanesi. Şirket, özellikle son yıllarda sosyal ve çevresel projelere büyük yatırımlar yapıyor. 2018 Küresel Etki Raporuna göre Starbucks, 2016 – 2018 yılları arasında yenilenebilir enerjiye 140 milyon doların üzerinde yatırım yapmış. Bu yatırımın amacı şirketin Amerika’daki 9000 mağazasına %100 enerji sağlamak. Ayrıca çiftçilere çevre dostu tarım uygulamaları benimsemeye teşvik etmek için yüksek fiyatlar ödeyerek sürdürülebilir kahve yetiştirmeyi destekliyor.
Ben&Jerry’s markası yeşil pazarlamayı uygulayan ve çevre duyarlılığını şirket misyonu haline getiren ilk şirketlerden birisi. Dondurma markası olan Ben&Jerry’s dünya sağlığını destekleyen doğal içerikleri destekledi. Çevre dostu ürünler üretirken, geri dönüşümü olan ve biyolojik olarak parçalanabilir ambalajlar kullanarak sera gazı emisyonlarını 15 yılda yarı yarıya azalttı.
Whole Foods, sadece sağlıklı yeşil yiyecekler satan bir mağaza zinciri değil, aynı zamanda rüzgar enerjisini, biyolojik olarak parçalanabilir gıda paketlemesini ve su tasarrufunu savunan ve yeşil yatırımları olan organik gıda süpermarketi.
Johnson&Johnson, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük ikinci kurumsal güneş enerjisi kullanıcısı. Ocak 2011 tarihinde dünyadaki çevreye en duyarlı şirket olmak için iş planı yapan Johnson&Johnson, üretim atıklarını azaltmak için son 20 yıldır sürekli çalışmalarını sürdürüyor.
Kaynaklar: